Mevala: Gidilen yol, gelinen yoldur.

 Gidilen Yol, Gelinen Yoldur
   Mevlana öğretisinde yuvarlak bir üzüm tanesi nasıl kiiçerisinde yuvarlak çekirdekler barındırıyor, zorluklar da
içerisinde arzulanan günleri barındırmaktadır. Coğrafyanın, kişisel gelişim ışığında yol gösterici işaretlere sahip olduğunu söylemek abartıcı değildir. 
Dünyanın bir noktasından hareketle aynı noktaya gelinmesi bize bir sır, bir işaret mi? Doğarken ağlanması, ölürken ağlanması...  Dünyanın yuvarlaklığı 
ve tüm gezegenlerin yuvarlaklığı... Uzaysal hiçbir maddenin düz olmaması, yuvarlak olması... Maddenin, dış şekline göre iç şeklini barındırması... 
İnsan bedeni kapalı bir deriden değil de seffaf, görünür bir malzemeden, ince camdan yapılsaydı ne olur du ? Yemek giriş çıkışları görülürdü, bağırsakların işleyişi, atıkların kenara ayrılması, ürelerin içindeki sıvılar belirirdi, sidik torbası ve mide içindeki yiyecekler açığa çıkardı. Rahmindeki cenin görünürdü. Belki de kimse cinsel ilişkiye yanaşmak istemezdi, kimse birbirini görmek istemezdi. 
           Çekirdek sürgüne gönderildiği yoldan geliyor. Üstelik bu defa yemyeşil olarak... Hz. Mevlana zerreyi (Atom) küreyle ( Uzay) değerlendirmiştirç Dünyasal bilincin ancak kozmik bilinçte olacağını ifade eden öykü ve sözleri insanlığı yönlendirmiştir. Fenafillah'tan Beka billah!a giden yolda vahdet ve kesret, ancak Beka Billah'ta açığa çıkar. Erik bir çekirdeklidir, vahdeti, yani Allah'ın birliğini temsil eder. Üzüm çok çekirdeklidir, kasreti, yani gördüğümüz ve bildiğimiz alemi temsil eder. Yaşamımızın fena fillahı gittiğimiz yoldur, mesafelerdir, aldığımız kararların sonuçlarıdır, ezalardır. Fena Fillah tecrübedir, erdeme giden çakıllı yoldur. Derviş, Ferrari'yi satar mı reddeder mi ? Ferrari'sini satan derviş fena fillahtır, ferrari'yi reddeden derviş beka billah'tır.
      Bir CEO Ferrari'sini satar mı ? Satar! Bir derviş Ferrasi'sini satar mı? Hayır! Çünkü onun Ferrari'si zaten yoktur, beka billah'tır. CEO ise Ferra'sini satarkenki aşamada fena fillah'tır, kendini görmeyi başarmıştır. Derviş ise satılacak hiçbir şeyi elde etmemekle vahdeti görüyordur.  Lüksünü satma değil, bağışlama bilincinde olan insan, bilgelik ve erdemliliğe kapılarını açmıştır. Meyve tohumu, başını toprağın altına koymadan filizlenip meyve veremez. Mevlana '' Her meyvenin tohumu önce yerden biter, sonra yükselir

---

Bu sayfa hakkında yorum ekle:

İsminiz:
E-mail adresiniz:
Siteniz:
Mesajın:

Bir Yazı Atolyesi Kültür Edebiyat Ve Düşünce Sitesidir